
Bir zamanlar genç bir çoban kız, ailesinin koyunlarını bir dağın yamacında otlatırken izliyormuş. Himalaya güneşi tepesinde parlak ve sıcakmış, bu yüzden uykuya dalmış ve birçok rüya görmüş.

Bunlardan birinde Buddha’nın uzak Hindistan’daki safran giysili keşişlere şöyle dediğini duymuş: “Ben gittiğimde, beni ne zaman çağırırsanız, ben de orada, sadakatinizin hemen önünde olacağım.”

Kız uyandı ve talimatları kalbine aldı. Buddha’yı hayal etti, onun ışıltılı yüzüne konsantre oldu, sözlerini tekrarladı ve Buddha oradaydı.
“Rüya mı görüyorum?” diye merak etti.
“Evet,” diye yanıtladı Buddha.
“Nasıl uyanabilirim?” diye sordu kız.
“Kim uyuyor?” Buddha sordu.
Kız hemen rüya gördüğünü anlamış ve seslenmiş. “Artık uyandım!”
Buddha ortadan kaybolmuş.
İnsanlar yavaş yavaş onun değiştiğini fark ettiler. Ne zaman biri ona nasıl olduğunu sorsa, şöyle cevap vermiş: “Rüya görüyordum ama Buddha beni uyandırdı.”