Yıllar önce, güneş ve su çok iyi arkadaşlarmış ve ikisi de yeryüzünde birlikte yaşarlarmış. Güneş sık sık suyu ziyaret edermiş ama su bu ziyaretlere hiç karşılık vermezmiş.

Sonunda güneş suya neden hiç ziyaret etmediğini sormuş. Su, Güneş’in evinin yeterince büyük olmadığını ve eğer tüm halkıyla birlikte gelirse Güneş’i evinden dışarı çıkarabileceğini söylemiş.
Bunun üzerine su şöyle demiş: “Eğer seni ziyaret etmemi istiyorsan, çok büyük bir ev inşa etmen gerekecek. Ama seni uyarıyorum, çok büyük olması gerekecek, çünkü halkım çok kalabalık ve çok yer kaplıyor”.
Güneş çok büyük bir ev inşa edeceğine söz vermiş ve kısa bir süre sonra evine, onu geniş bir gülümsemeyle karşılayan karısı Ay’ın yanına dönmüş.

Güneş, Ay’a suya verdiği sözü anlatmış ve ertesi gün suyu ve tüm halkını ağırlamak için büyük bir ev inşa etmeye başlamışlar.
Ev tamamlandığında, güneş sudan gelip kendisini ziyaret etmesini istemiş.
Su geldiğinde, halkından biri güneşe seslenmiş ve suyun içeri girmesinin güvenli olup olmayacağını sormuş, güneş de “Evet, arkadaşıma içeri girmesini söyle” diye cevap vermiş.
Su akmaya başlamış, balıklar ve diğer tüm su hayvanları da onu takip etmiş.
Çok geçmeden, su evin içinde diz boyu olmuş, bu yüzden güneşe hala güvenli olup olmadığını sormuş ve güneş yine “Evet” demiş, böylece daha fazlası içeri girmiş.
Su bir adamın başının hizasına geldiğinde, su güneşe, “Halkımdan daha fazla kişinin gelmesini istiyor musun?” diye sormuş.

Daha iyisini bilmeyen güneş ve ay “Evet” demişler. Güneş ve ay çatının tepesinde oturmak zorunda kalana kadar suyun insanları gittikçe daha fazla içeri girmiş.
Su bir kez daha güneşe gelmeye devam etmesinin hala sorun olup olmadığını sormuş. Güneş ve ay evet cevabını verince, suyun insanları gittikçe daha fazla içeri girmiş.
Su kısa sürede çatının tepesinden taşmış ve güneş ile ay gökyüzüne çıkmak zorunda kalmış.
…ve o zamandan beri oradalar.