Yönetici becerikli ise, yönetici ile halkı arasında güven vardır.
Tibet Atasözü.

Bir zamanlar, dağların bir köşesinde, küçük bir mağarada bir kaplan ve yavrusu yaşarmış. Kaplan bir gün ava çıktığında yavrusuna oyun arkadaşı olması için küçük bir tilki getirmiş.

Tilki çok mutlu ve huzurlu imiş, çünkü çalışmak ya da avlanmak zorunda kalmıyor, bütün gün oyun oynuyormuş ve anne kaplan da onlara yiyecek sağlıyormuş.

Bir gün anne kaplan avlanmak için dışarı çıkmış ve küçük bir buzağı bulmuş, onu da oğluna oyun arkadaşı olması için eve getirmiş. Ancak tilki bu durumdan hiç hoşnut olmamış ve buzağıyı çok kıskanmış çünkü hepsinin buzağıyı kendisinden daha çok sevdiğini ve sadece artan yiyeceklerin ona verildiğini düşünüyormuş.

Aslında ona her zamanki gibi davranıyorlarmış ama tilkinin kalbi yanılıyormuş ve bu yüzden buzağıdan nasıl intikam alabileceğini planlamaya başlamış. Bir süre sonra anne kaplan çok hastalanmış ve ölmek üzereyken buzağıyı ve oğlunu yanına çağırarak, “Aynı anne ve babadan olmasanız da kardeşsiniz. Asla kavga etmenizi değil, burada birlikte mutlu yaşamanızı istiyorum ve eğer biri size yalan söylerse ona aldırmayın, her zaman arkadaş olun.” Böyle diyerek ölmüş.

Tilki bir fırsat yakalamış. Kaplan yatıp dinlenmeyi tercih ederken, buzağı her sabah koşup oynamayı, zıplamayı, boynuzlarını eğlence için sallamayı, böğürmeyi ve egzersiz yapmayı alışkanlık haline getirmişti. Bir sabah buzağı etrafta hoplayıp zıplarken tilki kaplanın yanına yaklaşmış ve şöyle demiş: “Buzağı senin arkadaşın olduğunu söylese de, koşup zıplarken ve boynuzlarını bu şekilde sallarken ne düşündüğü hakkında bir fikrin var mı? İçten içe senden nefret ediyor ve bu şekilde seni öldürebilmek için güç kazanıyor.”

Bu sözler kaplanı kuşkulandırmış ve çok kızdırmış. Bu yüzden her gün buzağıyı çok yakından izlemeye başlayıp huysuz ve somurtkan olmuş.
Sonra tilki buzağının yanına gitmiş ve şöyle demiş: “Biliyorsun annen sana ve kaplana kardeş olacağınızı söylemişti, ama bak, kaplan her geçen gün daha da büyüyor ve güçleniyor, kalbi değişiyor ve seni öldürüp yemeye hazırlanıyor.”
Kaplan ve buzağı artık düşmanmış ve birbirlerini büyük bir şüpheyle izliyorlarmış ve çok mutsuzlarmış. Sonunda bir gün buzağı kaplana şöyle demiş: “Neden beni öldürüp yemek istiyorsun? Sana hiçbir kötülük yapmadım ve seni annenin söylediği gibi seviyorum.”
Kaplan cevap vermiş: “Ben de seni aynı şekilde seviyorum ve tilki beni öldürmeye hazırlandığını söyleyene kadar böyle bir şey yapmayı hiç düşünmüyordum.”

Bunun üzerine tilkinin onları düşman etmeye çalıştığını fark etmişler ve tilkiden öç almak için bir plan yapmaya karar vermişler. Kaplan demiş ki, “Sana ne yapacağımızı söyleyeyim. Birbirimizden nefret ettiğimizi söyleyerek sahte bir kavga başlatacağız ve kimin kazanacağını göreceğiz. Ondan hazır bulunmasını iste ben de bu sırada ona saldırayım.”
Gün gelmiş ve dövüşmeye başlamışlar. Döne döne kavga ediyorlarmış ve tilkinin çok yakınına gelene kadar çok şiddetli dövüşüyorlarmış gibi görünüyormuş, o sırada kaplan sıçramış, tilkinin üzerine atlamış, onu öldürüp oturmuş ve leşinden bir ziyafet çekmiş.
Bu, arkadaşlar arasında sorun çıkarmaya çalışanlara ne olduğunu gösterir.