Ne kadar şöhretli olurlarsa olsunlar, ailenizle övünmeyin… Okun yayını germek onu kısa sürede işe yaramaz hale getirir. Hızlı giden at çok çabuk yorulur, gücünün sonuna gelir.” Tibet Atasözü.
Bir zamanlar dağların arasında iki küçük köy varmış. Birinin adı Jangdo, diğerininki ise Jangmeh’miş. Bu iki köyü bir adam yönetirmiş.
Bu adam çok bilge bir adammış ama akılsız bir oğlu varmış ancak bu akılsız adamın çok bilge bir karısı varmış. Bir süre sonra yaşlı adam ölmüş ve onun yerine aptal olan oğlu geçmek zorunda kalmış.
Köyün yanından bir nehir geçiyormuş ve bir antilop ölüp suya düşmüş. Yukarı köy onu istemiş ve aşağı köy de onu istemiş, böylece her iki köy de onun kendilerine ait olduğu talebiyle gelmişler.
Karısı ona, “Bu hayvanın nereye ait olduğunu bilmiyorsun, ama gidip bu konuda karar vermelisin. Şöyle karar ver: kaburgaların üstündeki üst yarının üst köye ait olduğunu, alt kısmın alt köye ait olduğunu ve orta kısmın senin olduğunu söyle çünkü sen tam ortadasın.” Adam karısının dediğini yapmış ve insanlar bu kararı duyunca, “Biz bu adamı hep aptal sanırdık, oysa çok akıllı bir adammış” diye düşünmüşler ve böylece adamın ünü her yere yayılmış.
Aradan iki ya da üç ay geçtikten sonra bir leopar ölmüş ve nehirden aşağı süzülerek antilopla aynı yerde durmuş ve köylüler yine kavga etmeye başlamışlar. Ancak bu sefer onu istememişler, bu yüzden yukarı köy “Bu senin” demiş, aşağı köy de “Bu senin” demiş.
Sonunda onu köyün başındaki adama götürmüşler, o da kendi kendine, “Bu sefer karıma sormayacağım, kendim halledeceğim. Nasıl yapılması gerektiğini biliyorum ve tıpkı antilopta yaptığım gibi yapacağım.” Böylece daha önce yaptığı gibi paylaştırmış. Ama köylerden biri, “Biz bu kısmı istemiyoruz,” demiş, diğer köy de, “Biz de bizimkini istemiyoruz,” demiş. Böylece hepsini köyün başındaki adama vermişler, o da hepsini bir ata yükleyip evine götürmüş. Böylece adamın bilgelik konusundaki ünü sona ermiş ve insanlar onun yeniden aptal bir adama dönüştüğünü söylemişler.